Turk Bayrağı

   
 
  AMASYA' NIN TARİHİ


 

 

Karadeniz Bölgesi'nin orta bölümünde yer alan Amasya, kuzeyden Samsun, batıdan ]Çorum, güneyden Yozgat ve doğudan Tokat illeri ile çevrilidir.

Amasya'nın yüzölçümü 5690 kilometrekare, rakımı ise 392 dir.

Şehrin 2000 yılı genel nüfus sayımına göre yaklaşık nüfusu 365.231'dir.

Amasya Yeşilırmak Nehri’nin doğu-batı doğrultusunu aldığı kesimde bu nehrin iki kıyısında kurulmuştur. Yeşilırmağın kuzey kıyısındaki kale kalıntıları, kral mezarları ile Yeşilırmak arasında yerleşim alanı dar olduğundan, yerleşme ince bir şerit oluşturur. Şehrin asıl yerleşim ve gelişim alanı Yeşilırmağın güney kıyısındadır. Yeşilırmak tarafından ikiye ayrılan mahalleler nehir üzerindeki 7 köprü ile birbirine bağlanır.

Yeşilırmak, Amasya ovasından çıkıp, Ferhat Boğazı’ndan geçtikten sonra adeta saklı bir vadiye girmektedir. Her döneminde şehrin ilk kurulduğu yerde bulunmasının sebebi bu konumuyla ilgilidir.

Vadi tabanında bir kesim yerleşmeye elverişlidir. Şehir büyüdükçe vadi yamaçlarına doğru gelişmiştir. Elverişsiz konumu nedeniyle yamaçlarda daha fazla yerleşmeye imkan bulunmamaktadır. Bu da şehrin Yeşilırmak vadisi boyunca doğu-batı doğrultusunda uzunlamasına yerleşme göstermesine sebep olmuştur. Böylece şehir eski çekirdeğini kısmen de olsa korumayı başarmıştır.

Günümüzde Amasya bir vadide saklı konumunu korumakta ve Anadolu'da "V" şekilli bir vadi tabanında kurulmuş tek büyük şehir olarak varlığını devam ettirmektedir. Şehrin gelişimi, ekonomik nedenlerle hızlı olamamıştır. Amasya turizm açısından çekici olmakta, bozulmamış kültürel değerleri ile ilgi çekmektedir.

Amasya'nın merkez ilçe ile birlikte Göynücek, Gümüşhacıköy, Hamamözü, Merzifon, Suluova, Taşova ilçeleri ve bunlara bağlı 23 belde ile 348 köyü vardır.

Amasya genel olarak, Karadeniz ikliminin etkisi altında olmakla beraber, deniz etkilerine maruz kalmadığı için karasal iklim özelliklerini göstermektedir.

Amasya, Yeşilırmak kolları, sulama amaçlı gölet ve barajları ile sulanan verimli Geldingen, Suluova, Merzifon, Gümüşhacıköy ovalarına sahiptir.

Amasya'nın en önemli akarsuyu Yeşilırmak'tır. Sivas'ın Köse Dağı'ndan doğar, İl arazisine güneyden girerek Kayabaşı mevkiinden 256 km. uzunluğundaki Yozgat topraklarından doğan Çekerek Çayı ile birleşir. Amasya'nın içinden geçerek Ladik Gölü'nden çıkan Ters akan Çayı'nı alarak Çarşamba'dan Karadeniz'e dökülür.

İl'in en önemli gölü il merkezine 63 km uzaklıkta Taşova ilçesi Gölbeyli beldesine 1050 m. rakımlı bir set gölü olan Borabay Gölü’dür. Göl 900x300 metre alan ve 30 metre derinliğe sahiptir. Tabiat harikası olan bu gölün etrafında dinlenme tesisleri bulunmaktadır.

Amasya ilinin sınırları içerisinde Akdağ, Tavşan, İnegöl Kasacık, Kırklar, Karaman, Lokman ve Ferhat Dağları bulunmaktadır. Bu dağlarda 600 metreden başlayan ve 1200 metreye kadar devam eden yüksekliklerde; kızılçam, meşe, karaçam, kayın ve ardıç gibi ağaç türleri bulunmaktadır.

Amasya’nın ilk adı Amaseia’dır. İlk kuruluş yeri günümüzdeki kalenin olduğu tepe olarak bilinir.

Yapılan arkeolojik araştırmalar, Amasya'nın çok eski bir yerleşim merkezi olduğunu göstermektedir. Suluova çevresinde yapılan kazılarda höyüklerden çıkarılan çanak, çömlek ve savaş aletleri, kalkolitik dönemde (M.Ö. 5500-3500) Amasya'nın bir yerleşim merkezi olduğunu ortaya koymaktadır. Tokat-Amasya sınırları yakınlarında yapılan kazılarda Bronz Çağı’na ilişkin vazolar bulunmuştur.

Anadolu'da M.Ö. 1900-1200 yılları arasında hüküm süren Hititler, M.Ö. 14. yüzyılın sonlarında Amasya'dan "Hakmiş" olarak bahsetmişlerdir. Bu yerleşim merkezi, Amasya'da kurulan şehir kültürünün de başlangıcı olmuştur.

Hitit devleti M.Ö. 1200'lerde batıdan gelen Friglerin akınları sonucunda yıkıldı. Anadolu'da, Amasya'yı da içine alan bir devlet kuran Friglerin hakimiyeti 500 yıl sürdü. Daha sonra kısa bir süre için Amasya'ya hakim olan Kimmerler'in yerini (M.Ö. 650) Lidyalılar aldı. Lidyalılar ile Persler arasında yapılan savaştan (M.Ö. 585) sonra, Amasya Perslere bırakıldı.

Perslerin Amasya'da hakimiyetleri sadece idari yönden kendini göstermiştir. Uzun bir süre Pers satrabı (valisi) tarafından yönetilen Amasya daha sonra I. Mitridat tarafından kurulan Pers-Pontus devleti egemenliğine girmiştir.

Daha sonra batıdan Anadolu'ya ilerleyen Romalılar, Kapadokyalılar ile Galatlar'ı birleştirip Pers-Pontus krallığı üzerine sürdüler ve Pontusluları zayıf düşürdüler. M.Ö. 70 yılında Roma Generali Lukullus Amasya'yı ele geçirdi.

Amasya yaklaşık 400 yıl boyunca Roma egemenliğinde kalmıştır. Roma İmparatorluğunun M.S. 395'te ikiye bölünmesiyle, Amasya'nın yönetimi Doğu Roma'ya geçmiştir. Beş patrikliğe bölünen Bizans (Doğu Roma) İmparatorluğunun, patriklik merkezlerinden biri de Amasya'dır.

Amasya, M.S. 8. yüzyıldan sonra Araplar (Emeviler ve Abbasiler) ile Bizanslılar arasında sürekli olarak el değiştirmiştir. 1071 yılında Alparslan'a yenilen Bizans İmparatoru Diogenes, tahttan indirildiğini Amasya'da öğrendi. Amasya 1075 yılında Alparslan’ın komutanlarından Danişmend Ahmed Gazi tarafından ele geçirilerek Selçuklu idaresine geçmiştir.

1143 yılında Selçuklu hükümdarı Sultan Mesut, Danişmend emirleri arasındaki mücadelelerden yararlanarak Amasya'yı Danişmendlerden almış ve Anadolu Selçuklularının başkenti yapmıştır.

Batı'ya doğru ilerleyen Moğollar, 1243 tarihinde Selçuklularla Kösedağ'da savaşmış, savaşı Selçuklular kaybetmiştir. Moğollar Kayseri'de büyük bir kıyım gerçekleştirmiş, daha sonra Erzincan'ı ele geçirmişlerdir. Moğollarla barış antlaşması Amasya'da imzalanmış, böylece Anadolu'nun egemenliği Moğollara geçmiştir. Moğollar devrinde Anadolu'nun genel idaresi Baycu Noyan'a, Amasya Valiliği de Emir Seyfettin Torumtay'a verilmiştir.

Moğol İmparatorunun 1258'de ölümü üzerine, imparatorluk toprakları üzerinde dört büyük devlet kurulmuştur. Bu devletlerden İlhanlı, Anadolu'yu işgal etmiş, Amasya'daki hakimiyetleri de 1335'e kadar sürmüştür. Amasya 8 yıl boyunca çeşitli yerel beyliklerin egemenliği altında kalmıştır.

İlhanlı'nın Anadolu Valisi Aladdin Eretna 1341'de bağımsızlığını ilan etmiş ve Eretna Devletini kurmuştur. Bu devletin sınırları içinde yer alan Amasya, daha sonra bir kaç defa el değiştirmiştir. 1360 yılında Amasya Valisi olan Şadgeldi Paşa, Eretna'ya olan bağlılığını bozarak Amasya Beyliği'ni kurmuştur.

Şadgeldi Paşa, kuvvetli rakibi Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin'i ortadan kaldırmak için 1382'de giriştiği Kazova Savaşı'nda ölmüştür. Bu savaştan sonra Kadı Burhaneddin Amasya toprakları üzerinde hak iddia etmeye başlamıştır. Bölgedeki başka beyler de Amasya'ya göz dikince, Amasya Beyliği’nin müsteşarı, "Osmanlı Devleti'nin himayesine girmeyi" önerir. Yapılan yazışma sonunda Osmanlı Hükümdarı Sultan Murad bu öneriyi kabul eder. Şehzadesi Yıldırım Bayezid'i Amasya'ya gönderir.

Yıldırım Bayezid, 1386 yılı Ramazan bayramının ilk günü Amasya'ya girer. Böylece Amasya Beyliği, Osmanlı Devleti'nin bir eyaleti, Yıldırım Bayezit da bu eyaletin ilk valisi olur.

Daha sonra padişah olan Yıldırım Bayezid, Timur tehlikesine karşılık, oğlu Çelebi Mehmet'i Amasya Valisi yapar.

Çelebi Mehmet 1413'te Osmanlı hükümdarı olunca oğlu Şehzade Murat'ı Amasya'ya vali atar. Ankara Valisi Yörgüç Paşa da devlet işlerini yürütmek için, Amasya'ya davet edilir. Çelebi Mehmet'in çok ağır hastalanması üzerine, Şehzade Murad padişah olur (1421). Yörgüç Paşa'nın Edirne'ye atanması üzerine, II. Murad'ın büyük şehzadesi Çelebi Ahmet Amasya'ya vali olarak atanır (1435) ama valiliği uzun sürmez 1438'de bu şehirde vefat eder.

Çelebi Ahmet'in ölümü üzerine bu kez Amasya'ya 7 yaşındaki Şehzade Mehmet (Fatih Sultan Mehmet) vali olarak atanır. Şehzade Mehmet’in aynı yıl Manisa'ya vali atanması üzerine de II. Murad'ın en büyük şehzadesi Alaeddin Amasya Valisi olur. Fakat Alaeddin, kendisini çekemeyenler tarafından 18 yaşında öldürülür.

II. Bayezid 1454 tarihinde Amasya'ya vali atanır. O da henüz 7 yaşındadır. II. Bayezid döneminde Amasya tam bir bilim ve sanat merkezi haline gelir. Öyle ki şehirde, bir kadın şairin (Mihri Hatun) yetişmesine olanak tanıyacak bir kültür ortamı vardır. II. Bayezid, Fatih Sultan Mehmet'in ölümü üzerine Osmanlı Devleti'nin 8. padişahı olur. Bayezid'in büyük oğlu Şehzade Ahmet Amasya'ya vali olarak atanır ve 1481 - 1512 yılları arasında bu şehirde valilik yapar. Edebiyata ve musıkiye düşkün olduğu için bir çok sanatçı Amasya'da toplanır.

Şehzade Ahmet, Şah İsmail'in Anadolu'da oluşturduğu tehdidi fark edemez. Şiilerle savaşması gerekirken padişah olmak üzere Amasya'yı terk eder. Ama bu sırada Yavuz Sultan Selim tahta geçmiştir. Şehzade Ahmet de Amasya'ya dönerek bağımsızlığını ilan eder, adına hutbe okutur. 1513 yılında Amasya'dan ayrılır, Yenişehir'de Sultan Selim ile savaşır ve yenilerek öldürülür. Yavuz Sultan Selim Çaldıran zaferinden sonra 1516 yılında Mısır seferine çıkar. Fakat, ağabeyinin oğlu Murad ve taraftarları bu sırada Amasya ve bölgesinde Celali isyanlarını çıkarırlar. Bölgedeki huzursuzluklar yüzünden Rum eyaletinin merkezi Amasya'dan Sivas'a kaydırılır.

Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Şehzade Mustafa 1538'de Amasya'ya vali olmuş ve bu görevi 1553'e kadar yürütmüştür. Bu dönemde kendini hem halka hem de şehrin ileri gelenlerine çok sevdirmiştir. Fakat düzenlenen bir komplo sonucunda Konya'da öldürülmüştür. Bu duruma çok üzülen Amasya halkı ve ileri gelenleri Kanuniye gücenmişlerdir.

Kanuni Sultan Süleyman 1554 yılında Amasya'ya gelir ve 6 ay burada kalır. Amasyalılardaki bu üzüntüyü gidermek amacıyla bir yıllık vergiyi affeder, tımarlı sipahileri terhis eder. Bu arada da bir çok diplomatik faaliyetlerde bulunur, çeşitli ülkelerin elçilerini kabul eder. 1555 Haziran'ında Amasya’dan ayrılır.

Kanuni'nin büyük oğlu Şehzade Bayezid Amasya'ya vali olarak atanır. Fakat babasıyla ters düşmesi ve kardeşiyle taht mücadelesine girmesi ve bu mücadeleyi kaybetmesi sonucu 1559'da İran'a iltica eder.

Bu olaydan sonra Amasya ve civarında bir çok isyan hareketi görülür. Bu hareketler Amasya'da hem maddi hem de manevi bir çok zarara yol açar. Fakat 1919 yılına kadar, bunlardan başka önemli bir olay olmaz.

30 Ekim 1918’de Mondoros Mütarekesi imzalandıktan sonra İstanbul'a gelen Mustafa Kemal Paşa, burada ülkenin durumu hakkında önemli kişilerle görüşmeye başlamıştı. Ama bu kişilerin bir çoğu tutuklanınca, Mustafa Kemal Anadolu'ya geçmenin bir yolunu aramaya başladı. Kuzey Doğu Anadolu'daki karışıklıklarla ilgilenmesi için Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi sıfatıyla 16 Mayıs 1919'da Samsun'a doğru hareket etti.

Mustafa Kemal Samsun ve Havza'da görüşmeler yaptıktan sonra 12 Haziran 1919'da Amasya'ya geldi. Daha güvenli bulduğu bu şehri bir süre merkez edindi.

Mustafa Kemal Amasya'dayken telgrafla ve kuryeler aracılığıyla Anadolu ve Trakya'daki bir çok askeri ve mülki idarecilerle ilişki kurdu. 22 Haziran 1919'da Amasya Tamimi olarak anılacak bir genelge yayımladı.

Amasya'da gerçekleşen bir diğer önemli olay da, İstanbul Hükümeti'nin, Temsil Heyeti ile uzlaşma çabalarının bir ürünü olan Amasya Protokolleri'dir. İstanbul Hükümetini temsilen Bahriye Nazırı Salih Paşa ile temsil heyeti adına Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay ve Bekir Sami Bey arasında, 20-22 Ekim 1919'da Amasya'da gerçekleşen görüşmelerde üçü açık ve ikisi gizli olmak üzere, toplam beş protokol imzalanmıştır.

Amasya'nın tarihi zenginliklerinden olan Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örneklerinden Amasya evleri kendilerine has özellikleriyle dünya çapında ün kazanmışlardır. Amasya Kral Kaya Mezarları (M.Ö. 2. yüzyıl) Pontus krallarının yeniden doğacaklarına inandıkları için, kendilerini korumak amacıyla dağa oydurdukları mezarlardır.

Dünya'da ilk defa akıl hastalarının müzik ve su sesiyle tedavi edildiği Darüşşifa İlhanlı Hükümdarı tarafından Amasya’da yaptırılmıştır.

Bir ırmak şehri olan Amasya'da Roma döneminden Osmanlı'ya kadar uzanan bir çok tarihi köprü de bulunmaktadır.

Amasya’nın 569 bin hektar olan arazi varlığının 252 bin 750 hektarı tarım, 87 bin 607 hektarı çayır-mera, 190 bin 409 hektarı ormanlık ve fidanlıktır. Amasya denilince akla ilk olarak misket elması gelir. Türkiye’nin neresinde olursanız olun, misket elması Amasya elması olarak karşınıza çıkar.

Amasya adıyla bütünleşen misket elması özelliğini yine Amasya’nın coğrafi yapısından alır. Amasya elmasının bir yüzü kırmızı, diğer yüzü ise sarı ila yeşilimsi bir renk taşır. İnce kabuklu, hoş kokuludur. Sert ve dayanıklıdır. Uzun süre saklanmaya elverişlidir. Amasya ülkemiz hayvan varlığının yüzde 1,5’ini barındırmaktadır.

 
HOŞGELDİNİZ
 
ip-numaram.com IP adresin

DUYURU PANOSU

---www.belevispor.tr.gg---

DİKKKAT : Sitemizde çeşitli güncellemeler olucaktır.

Milliyet Köşe Yazarları

Online E-Devlet Hizmetleri

TC Kimlik No

Vergi Kimlik No

SSK Hizmet Dökümü

İnternet Vergi Dairesi

Motorlu Taşıtlar Vergisi

Telefon Rehberi

ÖSYM Sınav Sonuçları

ÖSYM Sınav Sonuçları

ÖSS Sonuçları

KPSS Sonuçları

KPDS Sonuçları

LES Sonuçları

TUS Sonuçları

ÜDS Sonuçları

ALS Sonuçları

DGS Sonuçları

Diğer Sınav Sonuçları

ÖSYM Sınav Takvimi

E-Devlet Linkleri:

Devletim.com

Online Hizmetler

Milli Eğitim Bakanlığı

Üniversiteler

Sağlık Bakanlığı

Emeklilik Hizmetleri

Hukuk ve Adalet

Emniyet Hizmetleri

Ekonomik ve Mali İşler

İş ve Eleman Arama

Genel Devlet Kurumları

Bakanlıklar

Valilikler

Belediyeler

Kaymakamlıklar

Siyasi Partiler

Silahlı Kuvvetler

Sivil Toplum

Engelli Sayfaları

Elçilik - Konsolosluklar

Avrupa Birliği

K.K.T.C.

Turizm

Tatil ve Gezi Rehberi

Deprem Linkleri

Haber Kaynakları

>

 
Bugün 15 ziyaretçi (33 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol